NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
24 - (1477) حدثنا
يحيى بن يحيى
التميمي.
أخبرنا عبثر
عن إسماعيل بن
أبي خالد عن
الشعبي، عن
مسروق قال: قالت
عائشة: قد
خيرنا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم فلم
نعده طلاقا.
{24}
Bize Yahya b. Yahya
et-Temimî rivayet etti (Dediki): Bize Abser, İsmâîl b. Ebî Hâîid'den, o da
Şa'bî'den, o da Mesrûk'dan naklen haber verdi. Mesrûk şunu söylemiş :
Aişe: ResuluIIah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bizi muhayyer bıraktı; ama bunu talâk saymadık, dedi.
25 - (1477) وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا علي بن
مسهر عن إسماعيل
بن أبي خالد،
عن الشعبي، عن
مسروق. قال: ما
أبالي خيرت
امرأتي
واحدة أو
مائة أو ألفا.
بعد أن
تختارني. ولقد
سألت عائشة
فقالت: قد
خيرنا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم، أفكان
طلاقا ؟.
{25}
Bu hadisi bize Ebû Bekr
b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Aliy b. Müshir, İsmâîl b. Ebî
Hâlid'den, o da Şa'bî'den, o da Mesrûk'dan
naklen rivayette bulundu. Mesruk
şöyle denıiş :
Karım beni iltizam
ettikten sonra onu bir veya yüz yahud bin defa muhayyer bırakmış olmama aldırış
etmem. Ben Âişe'ye sordum da :
— ResûluIIah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) de bizi muhayyer bıraktı; bu da talâk mı idi? dedi.
26 - (1477) حدثنا
محمد بن بشار.
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة عن عاصم،
عن الشعبي، عن
مسروق، عن
عائشة ؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم خير
نسائه. فلم
يكن طلاقا.
{26}
Bize Muhammed b. Beşşâr
rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize
Şu'be, Âsim, Şa'bî'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivayet ettiki :
— ResûluIIah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) kadınlarını muhayyer bırakmış; fakat bu, talâk sayılmamış.
27 - (1477) وحدثني
إسحاق بن
منصور. أخبرنا
عبدالرحمن عن سفيان،
عن عاصم
الأحول
وإسماعيل بن
أبي خالد، عن
الشعبي
عن مسروق، عن
عائشة. قالت:
خيرنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم.
فاخترناه. فلم
يعده طلاقا.
{27}
Bana İshâk b. Mansûr
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahmân, Süfyân'dan, o da Âsim-i Ahvel ile
İsmail b. Ebî Hâiid'den, onlar da, Şa'bî'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den
naklen haber verdi. Âişe :
«ResûluIIah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellern) bizi muhayyer bıraktı. Biz de onu ihtiyar ettik; ama bunu
talâk saymadı.» demiş.
28 - (1477) حدثنا
يحيى بن يحيى
وأبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب (قال
يحيى: أخبرنا.
وقال الآخران:
حدثنا أبو
معاوية) عن
الأعمش، عن
مسلم، عن
مسروق، عن عائشة.
قالت: خيرنا
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
فاخترناه. فلم
يعددها علينا
شيئا.
{28}
Bize Yahya b. Yahya ile
Ebü Bekr b. Ebî Şeybe ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. Yahya (Bize haber verdi) tâbirini
kullandı. Ötekiler : Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Müslim'den, o da
Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivayet etti; dediler. Âişe :
«ResûluIIah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bizi muhayyer bıraktı. Biz de onu ihtiyar ettik; ama bunu
bizim aleyhimize bir şey saymadı.»
demiş.
(1477) وحدثني
أبو الربيع
الزهراني.
حدثنا
إسماعيل بن
زكرياء. حدثنا
الأعمش عن
إبراهيم، عن
الأسود، عن
عائشة. وعن
الأعمش، عن
مسلم، عن
مسروق، عن
عائشة. بمثله.
{…}
Bana Ebu'r-Rabî
Ez-Zehrânî rivayet etti. (Dediki): Bize İsmâîl b. Zekeriyyâ rivayet etti.
(Dediki): Bize A'meş, İbrahim'den, o da Esverî'den, o da Âişe'den, bir de (yine
İsmâîl b, Zekeriyyâ) A'meş'den, o da Müslim'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den
naklen bu hadisin mislini rivayet eyledi.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Tefsir» ve «Talâk» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Nikâh» ve «Talâk»da; Tirmizî
«Nikâh»da; Nesâî «Işretü'n-Nisâ», «Nikâh» ve «Talâk» bahislerinde; İbni Mâce de
«Talâk» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.
Tahyîr: Boşama işini
kadına vermek, kendini boşayıp boşamamakta onu serbest bırakmaktır. Tahyîr
ekseriyetle «umurun elindedir» ve
«ihtiyar et» gibi sözlerle yapılır.
Hadîsin bir rivayetinde
Hz, Âişe'nin : *Bu da talâk mı idi?» sözü bir istifhâm-i inkârîdir; yâni talâk
değildi demektir. Çünkü ezvâc-ı tahirât Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Efendimizi ihtiyar etmişlerdi.
Mesrûk'un sözü Buhârîde
Hz. Âişe'nin cevabından sonra zikredilmiştir. Bu kavil ashâb-ı kiramdan : Ömer,
Alî, îbni Mes'ûd, Zeyd b. Sabit, İbni Abbâs ve Aişe (Radiyallahû anhum)
hazerâtı ile tabiînden: Atâ, Süleyman b. Yesâr , Rabîa ve Zühri'den rivayet
olunmuştur. Bu zevata göre muhayyer bırakılan kadın kocasını İhtiyar ederse bir
şey lâzım gelmez. Dört mezheb imamlarının kavilleri de budur.
Kadın kendini ihtiyar
ederse : Hanefîler'e göre kadına muhayyerlik veren kocası bu sözü ile talâk
niyet ettiği takdirde kadının meclisini (yâni bulunduğu vaziyeti) değiştirmeden
kendi nefsini ihtiyar etmesi şartıyla talâk vâki olur. Kadın muhayyer
bırakıldığı anda kendini ihtiyar etmez de meclisini değiştirirse bir daha
kocasının o sözüne istinaden başka meclisde kendini ihtiyar edemez; meğer ki
kocası «ihtiyar et» sözüne : «her ne zaman istersen» cümlesini eklemiş ola! O
takdirde ne zaman isterse kendini ihtiyar edebilir.
Bir de muhayyer
bırakıldığını kadının bilmesi lâzımdır. Kadının haberi yokken kocası onu
muhayyer bıraksa da tesadüfen kadın kendini ihtiyar etse boş olmaz. Yalnız îmam
Züfer bu surette dahî boş düşeceğine kail olmuştur.
Tirmizî'nin rivayetine
göre ulemâdan bâzıları: «Kadın kendini ihtiyar ederse bir talâk-ı bâin;
kocasını ihtiyar ederse bir talâk-ı ric'î vâki' olur.» demişlerdir. Hz. Zeyd b.
Sâbit'in: «Kadın kendini ihtiyar ederse üç; kocasını iltizâm ederse bir talâk-ı
bâin olur.» dediği; Hz. Ömer'le İbni Mes'ûd (Radiyallahû anh)'in kadın kendini
ihtiyar ettiği takdirde bir talâk-ı bâin, diğer bir rivayete göre ric'î;
kocasını iltizâm ettikte ise bir şey lâzım gelmiyeceğine kail oldukları rivayet
edilir.